25 Nisan 2009

İnglot'ta İndirim

Daha birkaç gün önce Vespa'nın blogundaki İnglot farlara bakıp iç geçirmiştim :) İçim ne kadar temizmiş demek. Geçen gün kardeşim gelip İnglot refill farlarda %50 indirim var deyince koşarak gitmek farz oldu bana :)

Öncelikle kötü haber (benim için) palet olmadan refill far alamıyorsunuz. Ben günlük makyajımda kullandığım şeyleri yanımda taşımayı seven bir manyağım, o yüzden bavul gibi çantalarla dolaşırım hep. Ancak paletler beraberinde gezdirmek için pek ideal değil, nitekim daha önce bir MAC 4'lü paleti paramparça edip gıcık olmuşluğum var kendime. O günden beri tövbeliyim refill fara ve palete. Ama gel gelelim sırf ambalajı için 8 lira ödemek de koyuyor bana. Bu yüzden sivri zekalı bir insan olarak yeni bulduğum yöntem, farları refill alıp aynen o şekilde de kullanmak. Hem de çok az yer kaplıyorlar, süper oluyor :) Ama İnglot benim bu çakallığımı çaktı tabii... Her ne kadar "benim paletim var evde meh meh" diye yalanlar uydurmaya çalışsam bile yanımda bir delil olmadığı için kakaladılar paleti. Ne yapalım, kullanmayıp nadide bir köşede saklamak üzere bir de palet aldım. Ama kıza sordum, daha sonra o paletle gelirsem ikinci bir palet almama gerek kalmazmış. İnglot'la çakallık durumunu 1-1 eşitledim sizin anlayacağınız :)

Gelelim aldıklarıma, bu aralar kahverengi ve taupe takıntım başladı, o yüzden renklerin çoğunu bu tonlardan seçtim. Bir koyu gri ve bir de turuncu aldım değişik olarak. Alttaki fotoda resimleri var. Gördüğünüz gibi eve gelir gelmez hepsini parmakladım :)

Numaraları ise yukarıdan aşağıya ve soldan sağa olmak üzere şöyledir: 736S3, 702S3, 786S1, 784S2,791S3,735S3 (Bu da Vespa'nın ganimetleri arasında en çok beğendiğim, ancak salak gibi numarasını almadan gittiğim, amma velakin tesadüfen gidip aynısını aldığım far oliyür) 777S3 (MAC Knight Divine'a benzeyen) ve 475 (turuncu olan). Fiyatlar ise süper komik: Farların tanesi 5.5 YTL, palet ise 15 YTL! MAC ile karşılaştırınca insan bedavaya almış gibi hissediyor kendini :) Üstelik yapıları ve pigmentasyonlarını da çok beğendim, makyajımda kullanınca daha ayrıntılı yorumlar yazacağım.

22 Nisan 2009

Ata'm...


Yine bir 23 Nisan yaklaşıyor... Hani sen çocuklara armağan etmiştin ya, her yıl dünyanın çeşitli ülkelerinden bir sürü çocuk geliyor ülkemize ve bayramımızı kutluyoruz. İzlerken o sıcacık gülümsemenle gülüyorsundur eminim...


Bize baktığında mutlu musun, bilmek istiyorum. Yoksa sana layık olamıyor muyuz? Devrimlerinin bekçisi olamıyor muyuz? Ülkemizin ve gençliğin, o muhteşem ileri görüşlülüğünle yazdığın hitabende seslendiğin gençliğin durumu seni endişelendiriyor mu?


Bilmek istiyorum, sence Türkiye bağımsız ve laik bir cumhuriyet olarak kalacak mı bundan elli yıl sonra? Yoksa biz sadece izleyecek miyiz binlerce şehit karşılığında sahip olduğumuz ülkemiz ellerimizin arasından kayıp giderken?


Bu 23 Nisan benim için oldukça buruk geçecek sanki... Benim içimde, ülkeme ve ülkemde yaşayan insanlara karşı bir şeyler kırıldı... Türkan Saylan gibi hayatını hastalarına ve eğitime adamış bir insana pervasızca edilen hakaretler içimi acıtıyor, nerede yaşadığımı, kimlerle yaşadığımı sorgulatıyor durmadan... Bazı gazetelerin, internet sitelerinin kaynağı belirsiz dedikodularla haber yapmasına ve Türkan Hanım'a ettikleri hakaretlere daha ne kadar göz yumacağız? Ata'm, biz senin mirasına layık değiliz, bunu anladım... Çok üzgünüm...

21 Nisan 2009

Lapitak




Eheh, araya çeşni olsun diye bir de kozmetik yazısı döşeneyim dedim :) Lapitak ürünlerinden üç tanesi hakkında bilgi vereceğim sizlere: el kremi, ayak kremi ve (Lapitak markalı olmasa da aynı ailenin bir bireyi olan) Dermoness parfümlü krem.




Lapitak markası zaten her yerde karşımıza çıkıyor. Her ne kadar fiyatı diğer süpermarket markalarından (Dove ve Arko gibi) biraz daha pahalı olsa da, ben bu parayı hakettiğine inanıyorum. El kremi gerçekten çok güzel yumuşatıyor ve etkisini uzun süre koruyor. Özellikle manikür sonrasında kullanmak için ideal, zaten manikürcülerin de çoğu kullanıyor ve müşterilerine tavsiye ediyor. Ayak kremi de bende mevcut ancak henüz kullanmadım. İnternetten şöyle bir araştırdım ve kullanan birkaç kişiyle konuştum. Ayaktaki çatlakları iyileştirdiği ve ayak kokusunu da giderdiği test edilip onaylanmıştır :)



Dermoness parfümlü kremin de 4 farklı çeşidi var. Biri erkek, ikisi kadın ve biri de unisex parfümlü. Bileklerinize ve boynunuza sürüyorsunuz, tabii dileyen kulakların arkası vs gibi parfüm sürdüğümüz diğer yerlere de kullanabilir. Kokuları çok güzel ve kalıcı, bütün gün misler gibi kokuyorsunuz. Ayrıca kremi sayesinde de boyundaki kırışıkların önlenmesine katkıda bulunuyor. (muş, bu da uzun süreli kullanıcıların yorumu, ben henüz bunu onaylayacak kadar uzun süreli kullanmadım.)


Daha fazla bilgi almak için http://www.lapitak.com/ adresini ziyaret edebilirsiniz.


NOT: Herhangi negatif bir yoruma maruz kalmamak için şimdiden not düşmek istiyorum, bu kayıt reklam amaçlı değildir ve para karşılığı girilmemiştir. Bundan sonra bu tip ürün tanıtımları yapmaya devam edeceğim, ilk cümle hepsi için geçerlidir :)

Şevval Sam'lı Eti Form Reklamı

Dişimizi geçirebildiğimiz bir sektör var şişmanlar olarak :) Her ne kadar modanın üvey çocuğu olsak da, gıda sektörü bize olanca sevecenliğiyle kucak açmış durumda... Biz kolayca zayıflayalım, zayıflayalım da toplumun onayladığı uygun ve prezentabl bireyler olalım diye habire kırmızı meyveli, yeşil erikli, keten tohumlu, otlu püsürlü DİYET bisküviler, belimizin etrafı 60 santim olduğu için kocaman kartlarla bize "10 PUAN" veren manyak insanlarla etrafımız sarılsın diye LEZZETLİ AMA HAFİF cornflakesler, ŞİŞMAN AMA SEVİMLİ olduğumuzu vurgulayan reklamlar eşliğinde kepekli ekmekler sunuyorlar önümüze, başımızı okşuyorlar, "Biz sizi böyle de seviyoruz ama biraz kilo verseniz fena olmaz" diyorlar bilmiş bilmiş...
Şevval Sam'ın da hoplayıp zıpladığı, kendiyle süper-über barışık olduğu, etrafa gülücükler saçtığı yeni Eti Form reklamı da şişmanlara yeni mottosunu sundu: Güzel ve zayıf olmayı kafaya takmıyorum! Heyooo!!! Siz bunu dediniz ya, tüm şişmanlar benim önderliğimde yollara düşüp elimizde Eti Formlarla oraya buraya zıplayacağız! Eti Form resmen ufkumu açtı bu reklamla. Bu zamana kadar niye takıyormuşum bunları kafama yahu? Hmm, dur bi düşüneyim. Kitle aptallaştırma araçlarıyla "zayıf+güzel olmak = bir kadının sahip olacağı en büyük meziyet" olarak beynim yıkandığı için olabilir belki de...
Bu da yeni çıktı. Dove'un "Gerçek Güzellik" kampanyasından sonra "Sıradanlığa Övgü" modası başladı. Markalar şimdi de bu yeni buluşlarının üzerinden semiriyorlar...
Sinirliyim a dostlar, gerildim davul derisi gibi... Elif Şafak'ın Mahrem kitabını tekrar okudum bugün, o yüzden olabilir. Evet, gidip bi Eti Form yiyeyim de sakinleşeyim :)
NOT: Reklam çok yeni olduğu için henüz videosunu nette bulamadım... Bulunca kaydıma ekleyeceğim.
NOT2: Elif Şafak yarın Yeditepe Üniversitesi'nde olacak. Ben de inşallah gidip Mahrem ve yeni kitabı Aşk'ı imzalatacağım. Fotolarını çekip koyarım buraya...

18 Nisan 2009

Anket Sonucu

Eveet, ilk anketimiz sonuçlandı ancak ben üşengeçlikten ancak yazabiliyorum. 17 kişi oy kullandı ve bu 17 kişi içinden toplam 11 kişi 5-15 kilo arasında kilo verebilmiş. Arkadaşları tebrik ediyorum! 2 kişi de 20'den fazla kilo vermiş ki onları daha çok tebrik ediyorum!
İkinci anketimiz de başlayacak efenim, beklemede kalınız...